Din üzerinden ticaret propagandasının analizi
Günümüzde bayramlarda düğünlerde ya da aileler bir araya geldiğinde sık sık din üzerinden yolsuzluk yapan ve bu iş üzerinden para kazanma olaylarının ele alındığını rastlarsınız..
Adamlar ömrü boyunca Allah yolunda bir kuruş dahi çıkarıp vermemiştir fakat Allah yolunda koşturanlar sadece para için ve o kurum üzerinden birşeyler yemek için yaptığını idda ederler..
Hele sizin biraz böyle bir kurum ve kuruluşa karşı gönül bağınız varsa yakınların hemen size büyük bir iyilik yapma mutluluğu ile öyle kurumlardaki insanların nasıl oraları yiyip sömürdüğünü anlatmaya başlarlar.. Sanırsınız ki şeytan tatile çıkmış tüm görevini o yakınınız devralmış..
Toplum içinde eleştiriye maruz kalan kurumlar daha çok ne hikmetse Allah için birşeyler yapmak isteyenler, kuran öğreten yerler vs.. dir..
* * *
Örneğin hiç okullarda okul müdürlerinin kayıt parası yardım parası kermes hatta kurban parası diye topladıkları paralar söz edilmez..
Örneğin hiç doktorların 5 dakikalık muayene için tonla hastalarından paralar aldıkları dile getirilmez..
Örneğin hiç profosörlerin amaliyat için hastalarından canlarını kurtarma karşılığı fahiş fiyatlar istedikleri dillendirilmez..
Örneğin hiç her gün sabırsızlıkla saatini bekledikleri dizilerdeki oyuncuların saraylarda yaşayıp bölüm başı tonla parayı aşırmalarını önemsemezler..
Örneğin iki şarkı söyleyip kıvırtıp milyonları götürenlere gıklarını bile çıkmaz. İnsanların duyguları ile aşkları ile zaafiyetlerini kullanıp ürettikleri şarkılardan kazanılan paraları hesaplanmaz..
Örneğin hiç bankaların haksız yere ücretler çıkartıp vatandaşı hiiiç çaktırmadan yolmalarını görmezler..
Örneğin hiç kredi kartı batağı ile kaz gibi yolunan vatandaşlar umurlarında değildir..
Örneğin futbol kulüplerinde dönen dolapları hiç konuşmazlar..
Örneğin pavyondaki, diskodaki, bardaki, meyhanedekilerin iki kıvırtmayla nasıl paralar götürdüklerini hiç görmezler..
Örneğin hiç gitmedikleri opera, tiyatro vs gibi yerlere devletin sanat adı altında nasıl paralar döktüğünü hiç konuşamazlar..
* * *
Onların varı yoğu mahallelerinde köylerinde inanan 4-5 kişinin çabası ile kurulmuş kuran kursunun bütçesini hesaplamaktır. Oradaki kuran kursuna gelip gidenlerin nasıl hayatlarını sürdürme mücadelesini konuşmaktır..
Bir kuruş faydaları yoktur.. Ama varları yokları sayıları bir elin parmak sayısına geçmeyecek kadar olan çevrelerindeki islami kurum ve kurulşalara laf atmaktır..
Israrla heryerden herkesten bunları duyarsınız.. Heryerden bu şehir efsanelerini dinlersiniz. Din üzerinden ticaret yaptıklarının propagandasına şahit olursunuz..
Neden böyle propagandalar var?
İnsanlar neden ısrarla bunları konuşur?
Hem yardım etmez hem destek olmazlar hem de neden bu kadar acımasızdırlar?
* * *
Çünkü o kurumların hiç bir ticari kaynağı yoktur. Maddi olarak oralara mesai harcayan bir avuç insanın desteği ile ayakta kalmaktadırlar. Daha çokta oraya inanlar sahip çıkmaktadır.
Bu tarz propaganda ve dedikodularla da mevcut kaynaklar kurutulmaya çalışılmaktadır. Sadece bugün değil 50-60 yıldır ısrarla o kurumların büyümesi ve güçlü olmasını engellemek için bu proganda yöntemi kullanılmıştır. Ve toplum içinde de özellikle dinden islamdan uzak çevrelerce bu proganda sinsice yalan ve iftiralarla kullanılmıştır.. Hatta rakip olarak görenler bile bu propagandaya sarılmıştır.. Dilencilikle, paraları yemekle vs. vs iftiralarla karalamalar yapılmıştır.
Dini imanı para olanlar zannediyorlar ki din için imanları için mücadele eden herkes para için bunu yapıyor..
Her herhangi bir dini kurum için para yiyorlar diyenler; genelde kendileri o makam ve mevkide olsalar para için çıkar için oralarda olacakları için böyle düşünmekteler.
Ha hiç mi olmaz?
Böyle bir propagandanın etkisinde olupta bende yemeye gideyim diyenler elbet çıkar. Fakat yiyemeyeceklerini gördüklerinde de ya imana gelip hizmete başlarlar ya da bir müddet sonra sessiz sedasız kaybolurlar.. Arkadan konuşmaya da devam ederler tabi..
Öyle kurumların varlığı beytülmaldır. Herkim bir kuruş dahi olsa kendi çıkarı için oradan alsa mutlaka o kişiden o para çıkar. Başdan bela ve musibetten eksik olmaz.. Malında mülkünde bereket olamaz. Üstelik bu yaptığı ile bir hayırseveren güvenini yıkarsa asla iki yakası bir araya gelemez.
Şunu da asla unutmayınız, bu tarz propagandalara alet olarak o kurumlara yardım edecek kişilerin yardım etmesine engel olmakta bir tür o kurumun kasasından parasını çalmak gibidir. Sen kendin yardım edemezken, Allah yolunda, kuran yolunda, islam yolunda yardım etmek isteyen kişiyi engel olursan o kurumun kasasından para çalmış gibi olursun. Ve bunun laneti sana yeter ve artarda.. Ne bu dünyada iflah olursun ne de ahirette..
Rabbim bizleri yanlışa düşmekten korusun
Adamlar ömrü boyunca Allah yolunda bir kuruş dahi çıkarıp vermemiştir fakat Allah yolunda koşturanlar sadece para için ve o kurum üzerinden birşeyler yemek için yaptığını idda ederler..
Hele sizin biraz böyle bir kurum ve kuruluşa karşı gönül bağınız varsa yakınların hemen size büyük bir iyilik yapma mutluluğu ile öyle kurumlardaki insanların nasıl oraları yiyip sömürdüğünü anlatmaya başlarlar.. Sanırsınız ki şeytan tatile çıkmış tüm görevini o yakınınız devralmış..
Toplum içinde eleştiriye maruz kalan kurumlar daha çok ne hikmetse Allah için birşeyler yapmak isteyenler, kuran öğreten yerler vs.. dir..
* * *
Örneğin hiç okullarda okul müdürlerinin kayıt parası yardım parası kermes hatta kurban parası diye topladıkları paralar söz edilmez..
Örneğin hiç doktorların 5 dakikalık muayene için tonla hastalarından paralar aldıkları dile getirilmez..
Örneğin hiç profosörlerin amaliyat için hastalarından canlarını kurtarma karşılığı fahiş fiyatlar istedikleri dillendirilmez..
Örneğin hiç her gün sabırsızlıkla saatini bekledikleri dizilerdeki oyuncuların saraylarda yaşayıp bölüm başı tonla parayı aşırmalarını önemsemezler..
Örneğin iki şarkı söyleyip kıvırtıp milyonları götürenlere gıklarını bile çıkmaz. İnsanların duyguları ile aşkları ile zaafiyetlerini kullanıp ürettikleri şarkılardan kazanılan paraları hesaplanmaz..
Örneğin hiç bankaların haksız yere ücretler çıkartıp vatandaşı hiiiç çaktırmadan yolmalarını görmezler..
Örneğin hiç kredi kartı batağı ile kaz gibi yolunan vatandaşlar umurlarında değildir..
Örneğin futbol kulüplerinde dönen dolapları hiç konuşmazlar..
Örneğin pavyondaki, diskodaki, bardaki, meyhanedekilerin iki kıvırtmayla nasıl paralar götürdüklerini hiç görmezler..
Örneğin hiç gitmedikleri opera, tiyatro vs gibi yerlere devletin sanat adı altında nasıl paralar döktüğünü hiç konuşamazlar..
* * *
Onların varı yoğu mahallelerinde köylerinde inanan 4-5 kişinin çabası ile kurulmuş kuran kursunun bütçesini hesaplamaktır. Oradaki kuran kursuna gelip gidenlerin nasıl hayatlarını sürdürme mücadelesini konuşmaktır..
Bir kuruş faydaları yoktur.. Ama varları yokları sayıları bir elin parmak sayısına geçmeyecek kadar olan çevrelerindeki islami kurum ve kurulşalara laf atmaktır..
Israrla heryerden herkesten bunları duyarsınız.. Heryerden bu şehir efsanelerini dinlersiniz. Din üzerinden ticaret yaptıklarının propagandasına şahit olursunuz..
Neden böyle propagandalar var?
İnsanlar neden ısrarla bunları konuşur?
Hem yardım etmez hem destek olmazlar hem de neden bu kadar acımasızdırlar?
* * *
Çünkü o kurumların hiç bir ticari kaynağı yoktur. Maddi olarak oralara mesai harcayan bir avuç insanın desteği ile ayakta kalmaktadırlar. Daha çokta oraya inanlar sahip çıkmaktadır.
Bu tarz propaganda ve dedikodularla da mevcut kaynaklar kurutulmaya çalışılmaktadır. Sadece bugün değil 50-60 yıldır ısrarla o kurumların büyümesi ve güçlü olmasını engellemek için bu proganda yöntemi kullanılmıştır. Ve toplum içinde de özellikle dinden islamdan uzak çevrelerce bu proganda sinsice yalan ve iftiralarla kullanılmıştır.. Hatta rakip olarak görenler bile bu propagandaya sarılmıştır.. Dilencilikle, paraları yemekle vs. vs iftiralarla karalamalar yapılmıştır.
Dini imanı para olanlar zannediyorlar ki din için imanları için mücadele eden herkes para için bunu yapıyor..
Her herhangi bir dini kurum için para yiyorlar diyenler; genelde kendileri o makam ve mevkide olsalar para için çıkar için oralarda olacakları için böyle düşünmekteler.
Ha hiç mi olmaz?
Böyle bir propagandanın etkisinde olupta bende yemeye gideyim diyenler elbet çıkar. Fakat yiyemeyeceklerini gördüklerinde de ya imana gelip hizmete başlarlar ya da bir müddet sonra sessiz sedasız kaybolurlar.. Arkadan konuşmaya da devam ederler tabi..
Öyle kurumların varlığı beytülmaldır. Herkim bir kuruş dahi olsa kendi çıkarı için oradan alsa mutlaka o kişiden o para çıkar. Başdan bela ve musibetten eksik olmaz.. Malında mülkünde bereket olamaz. Üstelik bu yaptığı ile bir hayırseveren güvenini yıkarsa asla iki yakası bir araya gelemez.
Şunu da asla unutmayınız, bu tarz propagandalara alet olarak o kurumlara yardım edecek kişilerin yardım etmesine engel olmakta bir tür o kurumun kasasından parasını çalmak gibidir. Sen kendin yardım edemezken, Allah yolunda, kuran yolunda, islam yolunda yardım etmek isteyen kişiyi engel olursan o kurumun kasasından para çalmış gibi olursun. Ve bunun laneti sana yeter ve artarda.. Ne bu dünyada iflah olursun ne de ahirette..
Rabbim bizleri yanlışa düşmekten korusun
Konular
- 4-Salihlerle Beraber Olmak
- 1-Alimlerin Kitaplarını Okumak
- 6-Zikir ile Meşgul Olmak
- 2-Boş İşlerden Uzak Durmak
- 3-Nefsin Hoşuna Giden Şeylerden Uzak Kalmak
- 7-Öfkelenmemek
- Nefs ve Nefsin Hakları
- Nefse En Ağır Gelen Şey
- Şeytan neden kaybetti?
- Şeytan ile Nefis Arasındaki Fark
- Şeytanın Yaratılışı ve Mahiyeti
- Kur'an'a göre Şeytan İnsan İlişkisi
- Şeytan Açısından
- İnsan Açısından
- "Nefis", "iblis", "şeytan", "ene" Kavramlarının İzahı ve İlişkisi
- Nefs-Seytan İlişkisi
- Şeytan ve Nefsi Emmare İlişkisi
- Nefis Kalp ve Akıl İlişkisi
- Nefisle İlgili Ayetler
- İmam Gazali'ye göre Nefis Muhasebesi
- Giriş
- 1.İş
- 2. İş
- 3. İş
- 4.İş
- 5. İş
- 6. İş
- İhya-i Ulumiddin'den Seçme Hadisler
- İhya-i Ulumiddin'den Seçme Hadisler
- Yedi karanlık kişilik tipi