Toplumu tarla gözü ile bakacak olursak

Toplumu tarla gibi görüp kendi tohumlarını o tarlada yetiştirmek için mücadele edenlerle dolu hayatımız

Her tarlanın bir sahibi ya da ortakları olması gibi. Toplumları da yöneten kontrolde tutan ya da müdahale eden ideolojiler görüşler vardır.

Güzel bir tarlanın talibinin çok olması gibi toplumları ele geçirmek isteyen kontrol altında tutmak isteyen farklı ideolojiler görüşlerde olacaktır

Tarlanın gerçek sahibi, oranın sahibi olduğu için bakar tımar eder, yabani otlardan arındırır ve verimli ürünler almak için toprağı zenginleştirmeye çalışır.

Tarlanın kiracısı var ise sadece o tarla üzerinden birşeyler kazanmayı hedefliyorsa, kısa sürede elde edeceği kazanca bakar da toprağı güçlendirmeye bakmaz. Sömürmeye bakar. İşine yarayacak tohumlar saçar..

Tarlayı rakip gören kötü komşu ise zararlı tohumlar saçmaya çalışır. tarlaya zarar vermeye çalışır.

* * *

toplumdaki insanların varlığı o tarladaki topraklar gibidir. Kültürel birikimleri, bilgi seviyeleri, inançları o toprağın kalitesini gösterir..

Tarlanın gerçek sahibi imkanı ve gücü varsa yabancıları oraya sokmaz bütün imkanlarını seferber edep en iyi verimi alabilmek için mücadele eder.

Eğer tarlanın sahibi zayıflar güçsüzleşir ve muhtaç duruma düşerse tarlaya başkaları göz diker. Adım adım ele geçirirler. Ya tamamen satın almak isterler ya da gerçek sahibinin verimini sekteye uğratıcı uygulamalar yaparlar.

* * *

Bir tarlanın bakımı belirli bir olgunluğa ulaşması yüzyıllar alabilir. Uluslar arası güçler, ingilizler, fransızlar, almanlar, haçlılar vs. vs. bunların her biri ayrı ayrı komşularımız gibidir..

içinde yaşadığımız dönemde basında medyada tv de gördüğümüz bir çok olaylar işte tarlamızdaki operasyonların adlarıdır.. kimisi ağaçları sular, çapalar, gübrelerken kimisi de o ağaçları kurutmak için uyumamızı, gaflete düşmemizi beklerler..

ve kendi menfaatları doğrultusunda tohumlar ideolojiler saçmaya çalışırlar

süreç böyle ilerler gider.

sahip olduklarımızın kıymetini bilelim.. kültürümüzü tarihimizi ve inançlarımızı yedirmeyelim