Melek Ve Şeytanın Hikayesi
Zamanın birinde Tanrı tarafından cezalandırılmış ve cennetten kovulmuş bi melek varmış. Daha önce hiç cennetten dışarı çıkmadığı için de yolunu kaybetmiş ve şeytanlar diyarına gelmiş
Şeytan meleği görmüş ve etkilenmiş belki de ilk defa kendinden farklı bi şey gördüğü için etkilenmiş çevresinde daha önce görmediği bi şey olduğundan dolayı. Şeytan gene şeytanmış fakat melek safmış şeytanlar diyarına yanlışlıkla gelmiş şeytan oyun oynamayı çok iyi biliyormuş. Görüp etkilendiği o melek suretine bürünmüş. Ve sıra meleği ayartmaya gelmiş melek başlarda görememiş tabi o gözlerdeki sahte saflığı ve sevmiş. Kendine yakışır bi şekilde hem de gerçek bi sevgiyle sevmiş. Şeytan da bu sevgiden etkilenmiş ve kendini sevgiye teslim etmeye başlamış. Belki bende melek olurum diye ve sahte melek olmaya devam etmiş üstelikte bu oyunu çok usta bi şekil de sürdürerek. Gel zaman git zaman şeytan karanlık geçmişinden kurtulamamış. Melek olmaya alışamayacağını görmüş. Çünkü onun geçmişteki hayatında gerçeklik yokmuş sevgi diye be şey de yokmuş sahtelikler ve yalanlar varmış. Bu sevgi ona fazlasıyla gerçekmiş. Korkmaya başlamış ama bi kere meleği istediği gibi elde etmiş belki oda sevmiş ama o sevmenin ne demek olduğunu bilmiyormuş ki…
Kafası karışmaya başlamış. Bu sevgi ona gerçekten fazlaymış tamam onun da hoşuna gidiyormuş ama o buna alışık değilmiş. Bırakacak kadar güçlü de değilmiş. Ne de olsa o sevgi bi kere kanına işlemiş. Gelgitleri daha da artmış. Şeytan sonuçta onda her şey kısa soluklu olurmuş peki neymiş o zaman bu bağlanma hissi. Daha fazla dayanamamış. Ama meleği de bırakamamış. Sanki yerle gök arasında bi yere hapsolmuş gibi hissetmeye başlamış. Ve şeytanlık duygusu ağır basmış geçmişine dönmeye karar vermiş. Melek olanlardan habersiz gün be gün daha fazla bağlanarak sevmeye devam etmiş. Belki onun yanlış gittiğini hissettiği şeyler de varmış ama bu kadarını tahmin edememiş. O çünkü şeytanı bile kendisi gibi sanmış. Çünkü onun hayatında hep melekler varmış daha önce de hiç bi şeytanla karşılaşmamış. Şeytan melekle oyun oynamaya başlamış. Meleğe hem bi yandan gelecekleriyle ilgili büyük vaatlerde bulunup hem de onu kendinden uzaklaştırmaya çalışıyormuş. Yaşantısını görmemesi için meleği tamamen kendi hayatından uzakta tutmaya başlamış. Melek beklemekten yıpranmaya başlamış ama gene de sevgisinden dolayı bırakmamış. Hep beklemiş en azından bitecekse bile bunu karşı tarafın söyleyeceğini ummuş. Çünkü bunu hak ettiğini düşünüyormuş en azından sonucu öğrenmek istiyormuş. Ama şeytan her şey’i olduğu gibi sonucu da melekten saklamış. Melek artık tükenmiş onsuzluğa alışmaya çalışıyormuş ama yaşadığı aşkın kutsallığını yok etmeden. Çünkü o gerçek bi aşk yaşamış. Bitse bile özelliğini bozmak istemiyormuş. Ve Tanrı meleğe gerçekleri göstermeye karar vermiş. Aslında karşısındakinin bi şeytan olduğunu ve yaşadıklarının bi yalandan ibaret olduğu göstermiş. Melek belki aşkının bitmesine çok üzülmüş ama bu öğrendikleriyle hızla dibe vurmaya başlamış uçmaya çalışmış ama artık kanatlarının olmadığını fark etmiş. Tanrı meleğin kanatlarını almış. Çünkü aşık olması için kanatlarından vazgeçmesi gerekiyormuş. Melek bunu bilmeden sevmiş ve artık melek değilmiş. Çünkü kanatları yokmuş…
Yani şeytan o melekten etkilendi ve melek olmak istedi ama şeytanlıktan da vazgeçemedi geldiği yere geri gitti fakat meleğin kanatlarını da kırıp gitti…
Peki sizce bu olayda kazanan kim?
Melek bu olanları hak etti mi?
Tanrı meleğin ne öğrenmesini istedi?
Ve her sevgi de böyle sahtelikler var mıdır?
Şeytan meleği görmüş ve etkilenmiş belki de ilk defa kendinden farklı bi şey gördüğü için etkilenmiş çevresinde daha önce görmediği bi şey olduğundan dolayı. Şeytan gene şeytanmış fakat melek safmış şeytanlar diyarına yanlışlıkla gelmiş şeytan oyun oynamayı çok iyi biliyormuş. Görüp etkilendiği o melek suretine bürünmüş. Ve sıra meleği ayartmaya gelmiş melek başlarda görememiş tabi o gözlerdeki sahte saflığı ve sevmiş. Kendine yakışır bi şekilde hem de gerçek bi sevgiyle sevmiş. Şeytan da bu sevgiden etkilenmiş ve kendini sevgiye teslim etmeye başlamış. Belki bende melek olurum diye ve sahte melek olmaya devam etmiş üstelikte bu oyunu çok usta bi şekil de sürdürerek. Gel zaman git zaman şeytan karanlık geçmişinden kurtulamamış. Melek olmaya alışamayacağını görmüş. Çünkü onun geçmişteki hayatında gerçeklik yokmuş sevgi diye be şey de yokmuş sahtelikler ve yalanlar varmış. Bu sevgi ona fazlasıyla gerçekmiş. Korkmaya başlamış ama bi kere meleği istediği gibi elde etmiş belki oda sevmiş ama o sevmenin ne demek olduğunu bilmiyormuş ki…
Kafası karışmaya başlamış. Bu sevgi ona gerçekten fazlaymış tamam onun da hoşuna gidiyormuş ama o buna alışık değilmiş. Bırakacak kadar güçlü de değilmiş. Ne de olsa o sevgi bi kere kanına işlemiş. Gelgitleri daha da artmış. Şeytan sonuçta onda her şey kısa soluklu olurmuş peki neymiş o zaman bu bağlanma hissi. Daha fazla dayanamamış. Ama meleği de bırakamamış. Sanki yerle gök arasında bi yere hapsolmuş gibi hissetmeye başlamış. Ve şeytanlık duygusu ağır basmış geçmişine dönmeye karar vermiş. Melek olanlardan habersiz gün be gün daha fazla bağlanarak sevmeye devam etmiş. Belki onun yanlış gittiğini hissettiği şeyler de varmış ama bu kadarını tahmin edememiş. O çünkü şeytanı bile kendisi gibi sanmış. Çünkü onun hayatında hep melekler varmış daha önce de hiç bi şeytanla karşılaşmamış. Şeytan melekle oyun oynamaya başlamış. Meleğe hem bi yandan gelecekleriyle ilgili büyük vaatlerde bulunup hem de onu kendinden uzaklaştırmaya çalışıyormuş. Yaşantısını görmemesi için meleği tamamen kendi hayatından uzakta tutmaya başlamış. Melek beklemekten yıpranmaya başlamış ama gene de sevgisinden dolayı bırakmamış. Hep beklemiş en azından bitecekse bile bunu karşı tarafın söyleyeceğini ummuş. Çünkü bunu hak ettiğini düşünüyormuş en azından sonucu öğrenmek istiyormuş. Ama şeytan her şey’i olduğu gibi sonucu da melekten saklamış. Melek artık tükenmiş onsuzluğa alışmaya çalışıyormuş ama yaşadığı aşkın kutsallığını yok etmeden. Çünkü o gerçek bi aşk yaşamış. Bitse bile özelliğini bozmak istemiyormuş. Ve Tanrı meleğe gerçekleri göstermeye karar vermiş. Aslında karşısındakinin bi şeytan olduğunu ve yaşadıklarının bi yalandan ibaret olduğu göstermiş. Melek belki aşkının bitmesine çok üzülmüş ama bu öğrendikleriyle hızla dibe vurmaya başlamış uçmaya çalışmış ama artık kanatlarının olmadığını fark etmiş. Tanrı meleğin kanatlarını almış. Çünkü aşık olması için kanatlarından vazgeçmesi gerekiyormuş. Melek bunu bilmeden sevmiş ve artık melek değilmiş. Çünkü kanatları yokmuş…
Yani şeytan o melekten etkilendi ve melek olmak istedi ama şeytanlıktan da vazgeçemedi geldiği yere geri gitti fakat meleğin kanatlarını da kırıp gitti…
Peki sizce bu olayda kazanan kim?
Melek bu olanları hak etti mi?
Tanrı meleğin ne öğrenmesini istedi?
Ve her sevgi de böyle sahtelikler var mıdır?
Şeytan Hikayeleri
- Eyyub (a.s) ve Kıskanç Şeytan
- Hep Şeytan mı Kandıracak?
- Hz. Musa’nın Şeytanla Karşılaşması
- Melek Ve Şeytanın Hikayesi
- Mevlana'dan Kıssalar (MUAVİYE İLE ŞEYTAN)
- Mürşidin Hikmeti
- Nuh (a.s) ve Şeytan
- Peygamberimizle Şeytan
- Şeytan
- Şeytan Abidi Yoldan Nasıl Çıkardı
- Şeytan Çocuk
- Şeytan da sizden şikâyetçi
- Şeytan ile Hz. İsa (a.s)
- Şeytan ile oduncunun döğüşü
- Şeytan Konulu Dini Hikaye
- Şeytan ve Elinde Bir Bardak Su
- Şeytan ve Kocakarı
- Şeytan'ı İmtihana Çeken Mümin
- Şeytan'ın hilesi ve Zeus
- Şeytana Taş Çıkartan Adam
- Şeytanın Aldatması
- Şeytanın Hilesi
- Şeytanın malı
- Şeytanın Pisliği
- Şeytanla güreşen sahabe ve aldığı sır
- Şeytanla Savaş
- Vesvese Vermek İçin Dergaha 20 Yıl Hizmet Eden Şeytan