İsyan

19/MERYEM-44: Yâ ebeti lâ ta’budiş şeytân(şeytâne), inneş şeytâne kâne lir rahmâni asıyyâ(asıyyen).
Ey babacığım, şeytana kul olma! Muhakkak ki şeytan, Rahmân’a asi oldu.
73/MUZEMMİL-15: İnnâ erselnâ ileykum resûlen şâhiden aleykum kemâ erselnâ ilâ fir'avne resûlâ(resûlen).
Muhakkak ki; Biz, size şahitlik edecek bir resûl gönderdiğimiz gibi firavuna da resûl göndermiştik.
73/MUZEMMİL-16: Fe asâ fir’avnur resûle fe ehaznâhu ahzen vebîlâ(vebîlen).
Fakat firavun elçiye isyan etti. Biz de onu pek vahim bir tarzda (azapla) yakalayıverdik.
19/MERYEM-14: Ve berren bi vâlideyhi ve lem yekun cebbâren asıyyâ(asıyyen).
Anne ve babasına karşi birr sahibiydi. Ve o, asi, cebbar değildi.
49/HUCURAT-7: Va’lemû enne fîkum resûlallâh(resûlallâhi), lev yutîukum fî kesîrin minel emri le anittum ve lâkinnallâhe habbebe ileykumul îmâne ve zeyyenehu fî kulûbikum, ve kerrehe ileykumul kufre vel fusûka vel isyân(isyâne), ulâike humur râşidûn(râşidûne).
Bilin ki, içinizde Allah’ın resûlü var. Şâyet emirlerin çogunda size uysaydı lânetlenirdiniz. Fakat Allah, size îmâni sevdirdi, kalplerinizde onu (îmâni) müzeyyen kıldı (fazılları îmân kelimesinin etrafında toplayarak kalbinizi tamamen nurla doldurdu). Size; küfrü, fıskı ve isyanı kerih gösterdi. İşte onlar, irşad olanlardır.