Heva Karanlığı

Ebû Amr anlatıyor:

Bir gün ayakta namaz kılıyordum. Aniden kalbime bir heva karıştı. Onu uzun uzadıya düşündüm. Öyle ki o heva-i nefisten erkeklerin şehveti kalbimde doğdu. Bundan ötürü yere düştüm. Bütün bedenim simsiyah kesildi. Evde gizlendim. Üç gün dışarı çıkmadım. Ben bu siyahlığı gidermek için hamamda sabunla yıkandığım halde siyahlık gittikçe artıyordu. Ta ki, üç günden sonra kayboluncaya kadar (durum bu idi).

Haber gönderip beni Rikka’dan (Irak’ta bir yerdir) yanına çağıran Cüneyd-i Bağdadî’ye geldiğim zaman bana şöyle dedi: “Sen Allah’tan korkmadın mı? Allah’ın huzurunda dimdik durduğun halde, nefsine bir şehvet koydun. Hatta o şehvet rikkatle seni istila edip Allah’ın huzurundan çıkardı. Eğer ben senin için Allah’a yalvarmasaydım, senin vekaletinden ona tevbe etmeseydim sen o siyahlıkla Allah’a kavuşacaktın.”

Ebu Amr der ki: Ben Rikka’da, Cüneyd de Bağdad’ta oturduğumuz halde benim bu durumumu nasıl bildiğinden hayret ettim.